Bugün, insan kaynağının ve insan kaynağını keşfeden, geliştiren, büyüten her fonksiyonunun birbiri ile bağlantılı olmasının sebebini düşünürken buldum kendimi. Bir performansı yönetebilmek için yetenekleri de yönetmek gerekiyorsa, yöneticilerin istediği pozisyonlara uygun kişileri yerleştirmek için işe alımı da yapmak gerekiyorsa bu uyum nasıl sağlanabiliyor? Cevap çok basit: iletişim sayesinde…
İletişimi, kaynağın hedefe ulaşmasını sağlayacak süreç olarak tanımlayabiliriz. Bu süreç, kimi zaman telefonla, kimi zaman bir maille kimi zaman da öteki fonksiyonların tamamlanmasıyla oluşabiliyor. Ancak süreçten bahsederken, bir zaman dilimini ifade ettiğimiz için arada doğabilecek algı farklılıklarını hesaplamamız gerekiyor. Çünkü ortaya çıkan farklılıklar bazen pozitif etki yaratsa da, ben negatif boyutunu da düşünmek gerektiğine inanıyorum.
Bugün de İK ve fonksiyonları arasındaki koordinasyonu düşünürken negatif etkileri azaltabilmenin yolunun geribildirim (feedback) almak olduğunu fark ettim. Geçen sene, JCI Senatörü Vahdet Narin’den “Liderlik” üzerine bir eğitim almıştık. Vahdet Bey, konu iletişime geldiğinde, iletişimi en iyi gerçekleştiren yerin askeriye olduğunu belirtmişti. Çünkü askeri birliklerin, kaynağın hedefine ulaştığına, feedbackler sayesinde emin olduklarını söylemişti. Yani bu ne demek oluyor? Komutan her şekilde söylediklerinin doğru anlaşılıp anlaşılmadığını tekrar sorguluyor. (askerine emir veren komutan, askeri emrini tekrarlamadan onu bırakmıyor.)
İster kişilerarası ister fonksiyonlar arası olsun, iletişimde başarıyı yakalamak için ortak dili bulup anlaşmak gerekiyor. Askeriyede “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” diyen Mevlana’nın sözünün benimsendiği açık. İş dünyasının da askeri birlikler gibi farklı çözümler üretip, geribildirime odaklanarak iletişim kaynaklı sorunları çözebileceği kanısındayım.
Bol “değer”li günler
Merve
İletişimi, kaynağın hedefe ulaşmasını sağlayacak süreç olarak tanımlayabiliriz. Bu süreç, kimi zaman telefonla, kimi zaman bir maille kimi zaman da öteki fonksiyonların tamamlanmasıyla oluşabiliyor. Ancak süreçten bahsederken, bir zaman dilimini ifade ettiğimiz için arada doğabilecek algı farklılıklarını hesaplamamız gerekiyor. Çünkü ortaya çıkan farklılıklar bazen pozitif etki yaratsa da, ben negatif boyutunu da düşünmek gerektiğine inanıyorum.
Bugün de İK ve fonksiyonları arasındaki koordinasyonu düşünürken negatif etkileri azaltabilmenin yolunun geribildirim (feedback) almak olduğunu fark ettim. Geçen sene, JCI Senatörü Vahdet Narin’den “Liderlik” üzerine bir eğitim almıştık. Vahdet Bey, konu iletişime geldiğinde, iletişimi en iyi gerçekleştiren yerin askeriye olduğunu belirtmişti. Çünkü askeri birliklerin, kaynağın hedefine ulaştığına, feedbackler sayesinde emin olduklarını söylemişti. Yani bu ne demek oluyor? Komutan her şekilde söylediklerinin doğru anlaşılıp anlaşılmadığını tekrar sorguluyor. (askerine emir veren komutan, askeri emrini tekrarlamadan onu bırakmıyor.)
İster kişilerarası ister fonksiyonlar arası olsun, iletişimde başarıyı yakalamak için ortak dili bulup anlaşmak gerekiyor. Askeriyede “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” diyen Mevlana’nın sözünün benimsendiği açık. İş dünyasının da askeri birlikler gibi farklı çözümler üretip, geribildirime odaklanarak iletişim kaynaklı sorunları çözebileceği kanısındayım.
Bol “değer”li günler
Merve
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder