2010/08/22

FİZYOGNOMİ

Beden, siz sussanız dahi konuşan bir varlık. Siz kelimelerinizi ne kadar özenle seçseniz de, vurgunuzu tonlamanızı ne kadar başarılı yapsanız da, kısıtlanmış beden hareketleriniz düşüncelerinizi tam olarak yansıtamayacaktır. Böylelikle karşınızdaki kişiye / gruba bırakmak istediğiniz izlenim başarısız olabilir.

Yandaki resim şu sıralar her bölümünü merakla izlediğim “Lie to me” isimli dizinin afişi. 2009 yapımı olan dizi, Dr. Lightman ve ekibinin fizyognomi tekniğini kullanarak insan ifadelerinin gerçeklerle bağlantısını araştırmasını konu alıyor. Vücudumuzun alfabesi olarak özetleyebileceğimiz bu teknik, zihin ile bedenin uyumlu bir biçimde hareket ettiğini, kontrolü elden bırakılmamış kelimeler kullanılsa dahi bedenin gerçeği yansıtacağını savunuyor. “Lie to me”, bu güzergâhtan yola çıkarak hayata geçmiş başarılı bir senaryo. Burada paylaşma nedenim ise İK profesyonelleri için dizinin başarılı bir senaryodan daha fazlasına sahip olması.

Fizyognomi tarihi aslında çok eskilere dayanan bir geçmişe sahip ancak sistemli olarak kullanımı ilk kez Çin’de gerçekleşmiş. Günümüzde de uluslararası bir bilim haline dönüşerek pek çok sektörün eğitimini ve / veya danışmanlığını talep ettiği ciddi bir kitleye sahip olmuştur. Dr. Lightman gibi beden dili üzerine yorum yaparak kişinin karakterini belirlemek, yalan söyleyip söylemediğini anlamak size göre bir “dizi”den öteye gitmeyebilir ancak, Mehmet Auf’ tan alıntı olarak belirtiyorum, General Electric, MCI, American Airlines gibi çoğu kurumsal firma bu tekniği kullanmaktadır. Özellikle kariyer planlama, çalışan ilişkileri, eğitim ve gelişim, motivasyon, koçluk gibi insan kaynaklarını yakından ilgilendiren alanlarda küçümsenemeyecek kadar büyük bir uygulama alanına sahiptir. Bence de zihin ve bedenin uyum içerisinde hareket etmesi, insana değer veren bir departman olarak bireysel ve kurumsal ihtiyaçları belirlememizde güzel bir teknik destek olabilir.

Aslında fizyognomi ile ilgili pek çok şey yazmak istiyorum ama gerçek anlamda göz gezdirilip hemen fikir sahibi edinilebilecek bir teknik değil, pek çok ifadeye dayanan bir alt yapısı mevcut. Bu nedenle araştırmamı tamamladığımda bu konu ile ilgili detaylı bilgi vermek daha doğru geliyor. Türkiye’de Mehmet Auf dışında Murat Toktamışoğlu’nun da fizyognomi üzerine başarılı araştırmaları mevcut. Hatta size şimdilik Murat Toktamışoğlu ve Cengiz Alkış’ın yazdığı “İnsan Tanıma Kılavuzu” isimli kitabı önerebilirim. Gelecek dönemde fizyognomi hakkında tekrar görüşmek dileğiyle.

Bol “değerli” günler
Merve