Haftasonu harika bir eğitim aldım. Yandaki fotoğraf da eğitimden kalan bir kare. Psikodrama’yı duyanlar iyi bilirler, oyunun adı “GÜVEN OYUNU”. Bir kişi diğer kişinin arkasına geçer ve öndeki kişi arkasına bakmadan ayakta olduğu halde kendisini bırakır. Arkada kalan kişi ise kendini bırakan kişiyi tutar.
Oyunun amacı ise ancak bir atasözü ile özetlenebilir: Bir elin nesi var, iki elin sesi var…
Güven oyunundaki amaç, takım olabilmenin kilit noktası aslında. Özelikle “on parmağında on marifeti olan bir kuşak” olduğumuz veya bu kuşak ile beraber çalıştığımız için birbirimize güven duymamız gerekiyor. “Güven”in bize ve ekibimize yarattığı avantajları oldukça fazla. Öncelikle beraber bir çalışma gerçekleştirmek işlerimizi kolaylaştırabiliyor. Her ne kadar ekip liderinin yönlendirmeleri olsa da, koordinasyon spontan bir şekilde geliştiği için, sorun mekanizmalarını daha kolay ayırt edilebiliyorsunuz yani çözümleme daha kısa sürede gerçekleşiyor. Beyin kıvrımlarınızı daha fazla çalıştırdığınız için de yaratıcılığınız artıyor. Ayrıca mutluluklar paylaştıkça çoğaldığına göre, takımınız ile beraber gerçekleştirdiğiniz çalışmalarda kendinizi daha mutlu ve daha değerli hissedebiliyorsunuz.
Oyunu anlatırken hepinizin tedirgin bir ifadeye büründüğünüze eminim :). Ama inanın bana yaşarken her şey daha farklı gelişiyor. Güven oyununu birkaç yıl önce okumuştum ve yapabileceğime asla inanmıyordum. Ama dedim ya yaşamak diye… Çok farklı oluyor. Lütfen bu oyunu kendi ekibinizle bir kez de olsa deneyin. Astlarınızın / iş arkadaşlarınızın / takım arkadaşlarınızın, arkasında her zaman biri/ birileri olacağını ve on(lar)a güvenebileceğini bilmesi çok önemli.
Bol “değer”li günler
Merve
(*) Fotoğrafta JCI 2011 Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Mikail Çakmak ve JCI 2010 Türkiye Başkanı / 2011 Dünya Başkan Yardımcısı İsmail Haznedar yer almaktadır. Eğer aynı ekip içerisinde birbirlerine güven duymasalardı ne bu fotoğraf karesi ortaya çıkabilirdi ne de dünyada Türkiye’yi temsil eden bir isim olabilirdi. Birbirine güven duyan bir ekip olabildikleri için ve onlardan eğitim alabilme talebimizi geri çevirmedikleri için tekrar teşekkürler.
Oyunun amacı ise ancak bir atasözü ile özetlenebilir: Bir elin nesi var, iki elin sesi var…
Güven oyunundaki amaç, takım olabilmenin kilit noktası aslında. Özelikle “on parmağında on marifeti olan bir kuşak” olduğumuz veya bu kuşak ile beraber çalıştığımız için birbirimize güven duymamız gerekiyor. “Güven”in bize ve ekibimize yarattığı avantajları oldukça fazla. Öncelikle beraber bir çalışma gerçekleştirmek işlerimizi kolaylaştırabiliyor. Her ne kadar ekip liderinin yönlendirmeleri olsa da, koordinasyon spontan bir şekilde geliştiği için, sorun mekanizmalarını daha kolay ayırt edilebiliyorsunuz yani çözümleme daha kısa sürede gerçekleşiyor. Beyin kıvrımlarınızı daha fazla çalıştırdığınız için de yaratıcılığınız artıyor. Ayrıca mutluluklar paylaştıkça çoğaldığına göre, takımınız ile beraber gerçekleştirdiğiniz çalışmalarda kendinizi daha mutlu ve daha değerli hissedebiliyorsunuz.
Oyunu anlatırken hepinizin tedirgin bir ifadeye büründüğünüze eminim :). Ama inanın bana yaşarken her şey daha farklı gelişiyor. Güven oyununu birkaç yıl önce okumuştum ve yapabileceğime asla inanmıyordum. Ama dedim ya yaşamak diye… Çok farklı oluyor. Lütfen bu oyunu kendi ekibinizle bir kez de olsa deneyin. Astlarınızın / iş arkadaşlarınızın / takım arkadaşlarınızın, arkasında her zaman biri/ birileri olacağını ve on(lar)a güvenebileceğini bilmesi çok önemli.
Bol “değer”li günler
Merve
(*) Fotoğrafta JCI 2011 Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Mikail Çakmak ve JCI 2010 Türkiye Başkanı / 2011 Dünya Başkan Yardımcısı İsmail Haznedar yer almaktadır. Eğer aynı ekip içerisinde birbirlerine güven duymasalardı ne bu fotoğraf karesi ortaya çıkabilirdi ne de dünyada Türkiye’yi temsil eden bir isim olabilirdi. Birbirine güven duyan bir ekip olabildikleri için ve onlardan eğitim alabilme talebimizi geri çevirmedikleri için tekrar teşekkürler.
Guzel bir paylasim olmus Merve :)
YanıtlaSilEllerin, kalemine saglik diyorum ;)
Mervecim süper bir yazı,JCI ailesine tekrar hoşgeldin:)
YanıtlaSilÜvey kardeş gibi değil de kankardeş gibi olabildiğimiz için tekrar tekrar teşekkür ederim :) Çok daha fazla yazılar olması dileğiyle ;)
YanıtlaSil